Kış aylarının gelişiyle birlikte soğuyan hava, insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkiye sebep olur. Soğuk havanın tetiklediği hastalıkların başında grip, nezle, soğuk algınlığı, bronşit, sinüzit ve zatürre gibi rahatsızlıklar gelir. Bu dönemde hastalıklara yakalanma riskini artıran faktörleri tanıyıp, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için doğru tedbirleri almak büyük önem taşır. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi solunum yolu hastalıkları, kışın en yaygın problemleri arasında yer alır. Neyse ki, doğru beslenme, şifalı bitkiler, baharatlar ve önleyici tedbirlerle bu hastalıklara karşı korunmak mümkündür.
Dağlarından yağ ovalarından bal akan Nazlı Gelin’in memleketi Nazilli’nin doğal lezzetleri sofraları şenlendiriyor. İnciri ve zeytinyağı ile meşhur olan Nazilli, saklı kalmış lezzeti olan kuru sebzeleri ile de son yıllarda ününe ün katıyor.
Stres ve kaygı insan hayatını farklı durumlarda ve beklenmedik şekillerde etkileyebilmektedir. Duygularımız, düşüncelerimiz, davranışlarımız stres ve kaygı ile değişebilmekte, yaşam standartlarımız olumsuz manada etkilenmektedir. Özellikle son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde stres en çok rastlanan hastalık olmakta, çoğu kişi de bunun bir rahatsızlık olduğunu fark etmeden ya da kabullenmeden yaşamına devam etmektedir.
Baharatlar; yemeklere, poğaça, börek ve pastalara enfes lezzetler katan çeşitli gıda ürünleridir. Yemeklerin yapım aşamasında oldukça köklü bir yeri bulunan baharat, çeşitli lezzetlerde ve görünümde bulunabilmektedir. Toz ve pul halinde, çubuk ve yaprak şeklinde de bulunabilen baharatlar yiyecek sektöründe oldukça değerli bir yere sahiptir. Modern, lezzetli, farklı mutfaklara özgü ve kaliteli yiyecekler ile kendine şık bir ziyafet çekmek isteyen insanlar mutlaka baharattan faydalanırlar.
Bağışıklık sistemi, kişilerde bakterilere, virüslere ve diğer zararlılara karşı vücudun savunma sistemidir. Bağışıklık sistemi karşılaştıklarına göre farklı tepkiler verir. Gribal virüslere karşı bağışıklık sistemi oldukça etkilidir. Ancak benzer durum mevsimsel hastalıklar ve bahar alerjisi için de geçerlidir.
Tam olarak bahar alerjisine karşı şu kullanılırsa bağışıklık sistemi güçlenir ve hastalık yaşanmaz denemez fakat birtakım bitkiler genel bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu da bahar alerjisi ve mevsimsel hastalıkların etkilerini azaltır. Ebe Gümeci, Aslan Pençesi, Rezene gibi birtakım bitkiler bahar alerjisine karşı bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olmaktadır.
Baharat ile alakalı detaylı incelemeye girişmeden önce kelimenin tanımının yapılması gerekmektedir. Bahar, Arapçada koku, baharat ise kokular anlamına gelmektedir. Baharat, çeşitli bitkilerin köklerinin, yapraklarının veya tohumlarının taze bir şekilde veya kurutulma işleminden geçtikten sonra yiyecek veya içeceklere farklı koku ve tat eklemesi için kullanılan bir gıda malzemesidir. Baharatların eklendiği gıdalar üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Baharatlar, az kullanımında dahi gıdaların görüntüsünü, kokusunu ve tadını değiştirebilmektedir.
Son yıllarda geleneksel tıp yöntemlerine ilgi artıyor. Özellikle son yıllarda çörek otu yağı, susam yağı ve jojoba yağı gibi bitkisel ve masaj yağlarına ilgi gözle görülür bir şekilde her geçen gün artıyor. Araştırmalara göre günümüz modern tıp yöntemleri bazı hastalıkların tedavisinde yetersiz kaldığı söyleniyor dolayısıyla bitkisel yağlar bazı hastalıkların tedavisinde önemli bir rol oynuyor. Oldukça kıymetli bitkisel yağlar sayesinde hastalık tedavileri kolaylaşıyor. İnsan gücü ile desteklendiğinde olumlu sonuçlar veren, masaj ve rahatlatma yöntemleri sayesinde iyileşme süreci hızlanan rahatsızlıkların çaresi bitkisel yağlardadır.
Kahve tüm dünyada tanınan ve yaygın olarak tüketilen içeceklerden birisidir. Toplumumuzda her ne kadar kahve dendiğinde akla ilk gelen Türk kahvesi olsa da aslında pek çok kahve türü vardır ve bugün, dünya genelinde ve ülkemizde pek çok kahve zincir mağazasının var olması da kahve türlerinin fazlalığının bir getirisidir.
Kahve, yapılan araştırmalara göre dünya üzerinde en sık tüketilen içecekler arasında ilk sıralarda yer almakta olup kahvenin keşfi 16.yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlk dönemlerde sadece Etiyopya bölgesinde yetiştirilmekte olan kahve, günümüzde ilerleyen tarım olanakları sayesinde 70’den fazla ülkede yetiştirilebilmektedir.